Son yıllarda Ege Denizi, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Güney Asya’dan gelen göçmenler ve sığınmacılar için en ölümcül deniz rotası haline gelmiştir. 14 Haziran 2023’te Akdeniz’de 750 göçmen taşıyan bir geminin batması ve Yunanistan kıyılarında 80 kişinin ölümü, 100 kişinin kurtarılması ve 500 kişinin kaybolması, Akdeniz göç rotasının trajedisinin boyutlarını ve geri itme uygulamalarının vahametini gözler önüne sermiştir. Bu makalenin amacı, göçmenler ve sığınmacılar için en tehlikeli deniz

yolu olan Ege Denizi’ndeki geri itme uygulamalarını incelemektir. Ayrıca, bu çalışma, Akdeniz’deki ölümlerin artmasına katkıda bulunan geri itme pratiklerini de ele alacaktır. Geri itmelerin, 2015 göç krizinin ardından sistematik olarak uygulanmaya başladığı ve kitlesel göç hareketlerine kasıtlı bir yanıt olarak hayata geçirildiği kanıtlanmaktadır.

Geri itmeler, mültecilerin ve göçmenlerin ülke topraklarını terk etmeye zorlanmasını ve yasal prosedürlere erişimlerinin engellenmesini içeren çeşitli devlet uygulamalarından oluşmaktadır. Bazı durumlarda, Yunan Sahil Güvenliği ve Frontex tarafından göçmenler, AB karasularından uluslararası denizlere zorla geri gönderilmekte ve deniz ortasında güvenliksiz bir şekilde terk edilmektedir. Bu uygulamalar, uluslararası göç hukuku ve Avrupa göç politikalarına aykırı olarak kabul edilmektedir.

Türkiye, tarihsel olarak göçmenler için köken, transit ve hedef ülke konumundadır. Aynı zamanda, göçmenler ve sığınmacılar, Ege Denizi üzerinden Yunanistan ve İtalya’ya ulaşmak için Türkiye’yi bir transit ülke olarak kullanmaktadır. dikkat edilmesi gereken husus, AB üyesi ülkeler arasında Almanya, mülteciler ve sığınmacılar için en önemli varış noktasıdır.

Author