Göç, yaşanan kitlesel savaşların etkisiyle 20. yüzyıldan itibaren oldukça fazla dikkat çeken bir konu başlığı olmuştur. Özellikle 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamaya yaklaştığımız günümüze kadar gelen süreçte, göç bağlamında ele alınabilecek çok çeşitli uzmanlık alanlarında akademik ve bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmalar içinde, eğitimin uluslararası boyutunu, göç bağlamında irdeleyen çalışmaların sayısının, konu ile ilgili diğer başlıklara nispeten daha az olduğu dikkat çekmektedir. Bugün, dünya genelinde 8 milyona yakın uluslararası öğrenci olduğu tahmin edilmektedir. Bu sayısal verinin, ekonomi başta olmak üzere çeşitli alanlardaki katkılarının farkında olan devletler, bu piyasadan daha fazla pay almak adına çeşitli stratejiler uygulamaktadır. Bu uluslararası öğrencilerin bir kısmı kısa-orta vadede kendi ülkesinin dışında eğitim alarak ülkelerine dönerken, diğer bir kısmı ise uluslararası öğrenci olarak eğitim aldığı ülkede daha uzun süreli kalmakta, hatta eğitimleri sonrası bu ülkeye göç etmektedir. Uluslararası öğrenci göçü olarak adlandırılan bu kitlesel hareketlilik, eğitimin uluslararası boyutu açısından farklı yaklaşımları beraberinde getirmektedir. Bu durum, ülkelerin uluslararası eğitime yönelik politikalarına yansımaktadır. Bu bağlamda, çalışmada eğitim ve göç arasındaki etkileşime odaklanılmakta ve uluslararası öğrenci göçü irdelenerek ülkelerin göç politikalarında eğitimin yeri incelenmektedir. Ayrıca, uygulanan bu politikalar ışığında, uluslararası öğrencilere yönelik son zamanlarda ortaya çıkan sorunlar çerçevesinde Türkiye’ye yönelik öneriler sıralanmaktadır.